Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

göz banyosu

  • 1 göz banyosu

    Augenbad nt

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > göz banyosu

  • 2 göz banyosu

    n. eyewash
    * * *
    eyewash

    Turkish-English dictionary > göz banyosu

  • 3 göz banyosu

    a) free show b) eyewash

    İngilizce Sözlük Türkçe > göz banyosu

  • 4 göz

    "1. eye. 2. sight, vision. 3. eye, manner or way of looking at a thing; estimation; opinion. 4. fountainhead, source (of a stream or river); spring. 5. eye (of a needle). 6. division, section, compartment; pigeonhole; cubbyhole. 7. drawer (in a piece of furniture). 8. pan (of a balance). 9. evil eye. 10. bad luck inflicted by an evil eye. 11. esteem, favor, friendly regard. 12. rudimentary bud. 13. eye (on a potato). 14. eye, the depression at the calyx end of some fruits. 15. section, division, square (on a game board). 16. central core (of a boil). 17. eye (in cheese); hole (in bread). 18. desire, interest. -ünde /ın/ in the eyes of. -ü aç greedy, avaricious, insatiable. - açamamak to have no rest or respite. -ü açık clever, sharp, wide-awake, shrewd. -ü açık gitmek to die without having fulfilled one´s desire. -ü açılmak to become shrewd. - açıp kapayıncaya kadar/- açıp kapamadan in the twinkling of an eye, in an instant. -lerini açmak to wake up. -ünü açmak 1. to keep one´s eyes open, watch out, be wary, be on guard. 2. /ın/ to enlighten (someone), open (someone´s) eyes. 3. to be enlightened. 4. /ın/ to take (a virgin) to bed. 5. /da/ to have intercourse for the first time (with). - açtırmamak /a/ to give no respite to, give (someone) no chance to do anything else. -ünü ağartmak to open one´s eyes wide (in astonishment or anger). - ağrısı 1. eyestrain. 2. one´s old or first love or sweetheart. - ahbaplığı/aşinalığı knowing someone by sight. -ü akmak to be blinded (by accident). -e ak düşmek to get a cataract in one´s eye. - alabildiğine as far as the eye can see. - aldanımı/aldanması optical illusion. - alıcı eye-catching. - almak to dazzle. -e almak /ı/ to risk, accept the risk of, take or run the chance of. - ardı etmek /ı/ to undervalue, pay insufficient attention to. -ü arkada kalmak to leave with something left undone or with a desire left unsatisfied. - aşinalığı slight acquaintanceship. - atmak /a/ to take a glance at, run an eye over. -ün/-ünüz aydın! I´m happy for you!/Congratulations! (said to one whose long-awaited wish has come true). - aydına gitmek /a/ to visit (someone) to congratulate him/her. -ünü ayırmamak /dan/ not to take one´s eyes off of. - aynası ophthalmoscope. -lerini bağışlamak to donate one´s eyes on death. -ünü bağlamak /ın/ 1. to blindfold. 2. to hoodwink. -ü bağlı 1. blindfolded. 2. blindly, blindfoldedly. 3. bewitched. (...) -üyle bakmak /a/ to look at (someone, something) from the point of view of. - bankası eye bank. - banyosu 1. eyewash. 2. colloq. girl-watching. -e batmak 1. to stick out, hit one in the eye. 2. to attract attention. -leri bayılmak for one´s eyes to have a sleepy or desirous look. -lerini belertmek to open one´s eyes wide (in astonishment or anger). - boncuğu blue bead (worn to avert the evil eye). - boyamak to mislead, delude, deceive, hoodwink, pull the wool over someone´s eyes. -leri buğulanmak/bulutlanmak for one´s eyes to fill with tears. -ü bulanmak for one´s eyes to become clouded over. -ü büyükte olmak to be full of ambition. -leri büyümek to open one´s eyes wide (in surprise, with terror). -ünde büyümek /ın/ to assume great proportions to (someone). -ünde büyütmek /ı/ to blow up (something, someone) out of proportion. -leri çakmak çakmak olmak for one´s eyes to be bloodshot. -ünün çapağını silmeden the first thing on awakening, before wiping the sleep from one´s eyes. -e çarpmak to strike or catch one´s eyes; to be conspicuous. -leri çekik having slanting eyes, slant-eyed. -den çıkarmak /ı/ to be prepared to pay; to be willing to give up or sacrifice (something). -ünü çıkarmak /ın/ to do the worst possible job of (something), ruin, spoil. -üm çıksın/kör olsun Strike me blind if.... - çukuru anat. orbit, eye socket. -leri çukura gitmek/kaçmak to become hollow-eyed. -ünü daldan budaktan/çöpten esirgememek/sakınmamak to disregard dangers. -ü dalmak to gaze vacantly, stare into space. - damlası med. ey

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > göz

  • 5 eyewash

    göz banyosu

    English-Turkish new dictionary > eyewash

  • 6 banyo

    'banyo Bad n, Badezimmer n; MED, FOTO Bad n;
    banyo yapmak baden, ein Bad nehmen;
    çamur banyosu Schlammbad n;
    güneş banyosu Sonnenbad n;
    kükürt banyosu Schwefelbad n;
    göz banyosu Augenbad n;
    göz banyo yapmak Frauen wohlgefällig betrachten (Männer)

    Türkçe-Almanca sözlük > banyo

  • 7 eyewash

    n. göz banyosu, göz yıkama ilacı, göz boyama, aldatma, palavra, zırva, saçmalık
    * * *
    göz banyosu

    English-Turkish dictionary > eyewash

  • 8 Augenbad

    göz banyosu

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Augenbad

См. также в других словарях:

  • göz banyosu — is. 1) Göz hastalıklarının iyileştirilmesi için yapılan banyo 2) tkz. Kadınlara hoşlanarak bakma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz kadehi — is. Göz banyosu için kullanılan kadeh biçimindeki kap …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • banyo — is., İt. bagno 1) Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm 2) Banyo küvetinde yıkanma işi 3) Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş. B. Felek 4) Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»